TEKNİKERLİK HİZMETİ ALMAYAN BİNALAR HASAR TESPİT HİZMETİ ALIR Van’da birinci; 7.2 lig depremin yaralarını saramadan 5.6 ile ikinci bir şok daha yaşadık. İkinci 5,6 lig depremin, birincisinin artçısı mı yoksa bağımsız bir deprem mi tartışması beyhudedir. Birinci depremden hemen sonra yapılan hasar tespit çalışmalarının ardından uzmanlar, sağlam raporu alınan binalara oturulabileceği konusunda görüş bildirdiler. Hasar tespit çalışmasında görevli inşaat mühendislerimiz şu bina orta hasarlı, şu bina ağır hasarlı, şu bina hasarsız ya da az hasarlı diye raporlar tanzim ettiler. Çalışmalar nihayetlendikten sonra da sağlam binalarda gönül rahatlıyla oturulabilir raporu verildi. Gelgelelim aradan bir ay geçmeden yeni bir deprem oldu ve sağlam raporu alan binalardan bir kısmı daha yerle yeksan oldu. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “sağlam binalara vatandaşlarımız oturabilir, sadece sıva çatlağı var diye vatandaşımız korkudan binalara giremiyor.” Mealinde açıklamaları oldu. Hepsini bir kenara bırakalım 5,6 lık depremde iki otelde nasıl oluyor da sağlammış gibi hizmet verirken yıkılıyor. Kime inanacağız. Her halde bu otele de teknik ekipler gelip rapor tanzim etmişlerdir. Bu otelde bu anlamda “mühendislik hizmeti almıştır.” Bu depremde mühendislik hizmeti almış gibi görünen binalar vatandaşlarımıza mezar olmuştur. 1999 Marmara depremine benzer manzaralar görülmüştür. Van depreminde arma kurtarmanın dışında başarılı bir çalışma göremedik. Umarız ve arzu ederiz ki aralık soğukları gelmeden vatandaşlarımız sıcak mekânlara ve sıcak yemeklere kavuşur da, kalıcı konutlar yapılana kadar insani ihtiyaçları karşılanır. Her musibetten bir ders çıkarıyoruz. Marmara depreminden sonra; yapı denetimi kanunu, zorunlu deprem sigortası, arma kurtarma, AFAD, Kızılay Mevlana evleri vb. Çalışmalar yapılmıştır. Burada en önemli konu Yapı Denetimi Kanunu. Bu kanunda denetim hizmetleri ile şantiye şefliği tamamen mimar ve mühendislere bırakılmış durumdadır. Köy yerleşik alanları denetime tabi değildir. Gerek kentsel dönüşümlerle yıkılıp yapılacak binalar ve gerekse hali hazırda devam eden binalara mevcut inşaat mühendisi sayısı ile yetişmek mümkün değildir. TMMOB İnşaat mühendisleri odasının İstatistik oyunları ile mevcut inşaat mühendislerinin yapı stoklarını denetlemesi mümkünmüş gibi göstermesi ile birçok binada şantiye şefliği hizmeti için, at imzayı al parayı modeli işlemektedir. Yapı denetimi hizmetlerinde mevta olmuş mühendislerin hizmet verdiği ortaya çıkmıştır. İşte bu ve benzeri nedenlerden dolayı sağlıklı bir denetim yapılamıyor. Büyük şehirlerin dışındaki bütün şehirlerde mühendis sayısının yetersiz olduğunu İnşaat Mühendisleri Odası’nın yaptığı çalışmalarda da kayıt altına alınmıştır. O halde ne yapılmalı sorusuna cevap ararsak; vermemiz gereken ilk cevap, inşaat, yapı denetimi, inşaat teknolojisi, bölümlerinden mezun olan teknikerleri yapı denetim sistemi içerisine sorumlu ve yetkili olarak dâhil etmektir. Bir inşaata deprem gelmeden mühendis veya tekniker gelirse o bina ayakta kalır. Deprem geldikten sonra o bina hasar tespit hizmeti alır ki o hizmetin adına da “geçmiş yağmura şemsiye tutmak” denir. Enver ERDOĞDU/Genel Başkan Yrd.
|
3513 kez okundu
|