Cumhuriyet ve Demokrasi idaresine tâbi ülkelerde kalkınma şuuru, sosyal uyanış ve mesleki olarak kendini ifade edebilme arzusu, mesleki bir kitle indeksi olarak, ekonomik ihtiyaçların ve nüfus potansiyelinin artışına bağlı olarak büyüyen sosyal yapı içerisinde yerini almaktadır. Bu anlayış, ister istemez ülkemiz teknikerlerini de etkiledi ve teknikerlerin temel hakları ve toplumsal tercihlerini içeren Teknikerler Birliği, 5 Nisan 1999 tarihinde Ankara’da T.C. Üniversitelerine bağlı olarak eğitim-öğretim veren Meslek Yüksek Okulu mezunu Tekniker ünvanına sahip insanları bir araya getirerek, kanunlarca verilmiş haklarını korumak, kullanabilmek ve iş yaşamında karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmek amacı ile o yıllara kadar Tekniker camiasına hizmet vermiş olan Elektrik, İnşaat, Makine, Harita, Telekomünikasyon Tekniker derneklerinin ortak kararı ile mevcut derneklerin kapatılıp daha güçlü olmak için kurulmuştur.
Buna göre; kendisine, ailesine, yaşadığı topluma, ülkesine ve tüm dünyaya faydalı hizmetler üretmek üzere, teknik beceri ve teknolojiyi kullanabilme yetilerini kazandırmak, hızlı gelişmeyi sağlayabilmek ve bilge elemanlar yetiştirmek amacı ile, ülkemizde 1911 yılında ‘‘Fen Mektebi’’ olarak doğan ve 1944 yılında da “Tekniker Okulları” olarak şekillenen ve büyüyen, günümüzde ise “Meslek Yüksek Okulu” adıyla varlığını sürdüren bu okullar, ülkemizin teknik alanındaki en yoğun öğrenci kapasitesine sahip eğitim kurumları haline gelmiştir.
Ancak bu fiziki büyüme ile birlikte ülke koşullarına paralellik arzeden perspektifte birçok siyasi kadroca memleketlerine yatırım aracı olarak algılanmış ve bu okulların sayısı günümüzde785'e ulaşmıştır.
İktisadi, İdari, Sosyal, Sağlık ve Teknik alanda 300'e yakın branşta eğitim sunan bu okullarda yine yaklaşık 160 branşta tekniker yetiştirilmektedir.
Teknikerler elektrikten makineye, inşaattan kimyaya, denizcilikten havacılığa, sağlıktan ziraata yüzlerce mesleki alanda Türkiye için nitelikli hizmet üretmeye çalışmakta; ancak tekniker paydaşlarının ve ülke yöneticilerinin yeterli oranda gerekli düzenlemeleri yapmaması yüzünden çağdaş köle muamelesine tabi tutulmaktadırlar.
Teknikerlerin sorunları çığ gibi büyümüstür. Tabii ki bu sorunların bir tarafında duyarsız yöneticiler ve yanlış planlamalar olabileceği gibi, diğer tarafında ise Teknikerleri temsil eden sosyal örgütlerin sorunlara zamanında ve yeterince müdahil olamaması, ve yasal yetersizlikler yüzünden olmustur.
Sorunları yok saymak, görmezden gelmek, dondurmak ötelemek çare olmadığı gibi, ileride iktisadi, sosyal ve kitle psikolojisi açıları başta olmak üzere, toplumun her kesimini her açıdan son derece olumsuz etkileyebilecek sorunların tetiklenmesine neden olacaktır.
Bu gün niceliksel olarak 2.000.000 mezun tekniker kitlesine dernek ve vakıf bünyesinde hizmet sunmak, meslektaşlarımızın sorunlarını çözmek için yasal olarak yeterli gelmemektedir. En köklü ve sağlıklı çözümün T.C. Anayasası 135. Madde'de tarifi verilen meslek odaları ile, “ TEKNİKER ODALARI VE BİRLİĞİ”nin kurulması ile mümkün olabileceği ortadadır.
Ekonominin temel unsurları arasında gösterilen emek ve sermaye kavramının temel dinamiklerinden bir tanesi de Tekniker meslek ünvanıdır. Çalışma hayatında her türlü olumsuzluğa ve kıt kaynaklara karşın bireysel gayretlerle, hem çalısan hem de işveren konumunda teknikerler büyük başarılara imza atmışlardır. Biz bu bireysel başarıların, tekniker meslek kitlesi tarafından da ekonomik ve sosyal açıdan katmadeğer olarak ülkemize geri dönüşümünü arzu ediyoruz.
5 Nisan 2015, Teknikerler Birliği Genel Merkezi olarak tüm Teknikerlerin, kurulduğumuz 1999 yılından beri kutlamakta olduğumuz 5 Nisan Tekniker Günü'nü kutluyoruz. Bugün bizlere, haklarımıza, mesleki odamıza kavuşmamıza engel olanlara, aşımıza-ekmeğimize göz koyanlara karşı mücadele etmeye kararlı olduğumuzu tüm kamuoyuna duyuruyoruz.
Saygılarımızla.