MEMURSEN MÜHENDİSLİK MESLEK KANUNU VE TEKNİK HİZMETLER SINIFININ SORUNLARI ÇALIŞTAYINDA TEKNİKERLERİN SORUNLARINI DİLE GETİRDİK
İşletmeler, iktisadi, sosyal politik ve iş çevresinde doğrudan bağımlı, bu çevrelerle sürekli ilişki içinde olan ve bu çevrelerin unsurlarından yaralanarak varlıklarını sürdüren örgütler olarak tanımlanmaktadır. İşletmenin teknik anlamının yanı sıra, üretime dönük bir eylem ve uğraşıda bulunma anlamı vardır. Bu nitelikleri ile işletme şu üç unsuru kapsar: 1- Teknik bir aracı çalıştırma, yani ona iş gördürme, 2- Çeşitli iş ve faaliyetlerin görüldüğü yer, yani iş yeri, 3- Maddi ve insan kaynağından oluşan üretim birimi. İşletmenin bu üç unsurunda, üretime dönük bir eylem ve uğraşıda bulunma anlamı vardır. Birinci unsur teknik, ikinci ve üçüncü unsurlar ise teknik nitelikler ise birlikte insanı da ilgilendiren toplumsal nitelikleri kapsar ve mutlak surette teknik personele ihtiyaç duyar. A.H. Maslow insan ihtiyaçlarını beş sınıfa ayırarak incelemiştir: 1 Temel fizyolojik ihtiyaçlar; Yemek yeme, su, hava almak, 2 Güvenlik ihtiyacı; Can ve iş güvenliği, tehlikeden korunma, 3 Ait olma ihtiyaçları ve sosyal ihtiyaçlar; İlgi görme, sevilme, 4- Saygı görme ihtiyacı; Çevreden hürmet ve takdir görme ... , 5- Kendini tamamlama ihtiyacı; Sahip olunanları geliştirme, yaratıcı İhtiyaçlar hiyerarşisinden hareketle, çalışanların iş ortamındaki davranışlarını ve başarılı oluşlarını etkileyen faktörler hakkında da bir araştırma yapılmıştır. F. Herzberg tarafından yapılan bu araştırmada, ilgili faktörler iki grupta toplanmıştır: 1- Bu grup "Motive Edici Faktörler" adını taşır. Bu grup işin kendisini, sorumlulukları, ilerleme olanaklarını, güçlülük, başarma ve anılmayı, işten elde edilen doyumu kapsar. Bu faktörlerin varlığı , kişiye kişisel başarı hissi verdiği için, kişiyi motive edecektir. Bunların yokluğunda ise, kişi hem kendine, hem de iş yerine verimli olamaz. 2- Bu grup ise, "Hijyen Faktörleri" adım taşır. Ücret, maaş çalışma koşullan, iş güvenliği.. gibi faktörleri kapsar. Bu teorinin yönetici açısından anlamı şudur: Hijyen Faktörlerin kişiyi motive etme özelliği yoktur. Ancak, sadece diğer faktörlerin varlığı kişiyi motive etmeye yeterlidir. Bunlardan anlaşılacağı gibi, insanların istekle çalışmasını sağlayan faktörler, kişinin içinde bulunan unsurlarla ilgilidir. Ama bunların, dışardan birtakım faktörlerle desteklenmesi gerekir. Bu faktörlerin sağlanmadığı zamanlarda, kişinin iş ve işyeri ile ilgili sorunlarının arttığı gözlenmektedir. Teknik Hizmetler Sınıfı bir bütündür. Bu bütünden bir ünvanı öne çıkarmak, diğerlerini dışlamak çalışma barışını tedirgin etmektedir. Ülkemizde Kamu Personelinin aylıkları başta olmak üzere diğer mali, sosyal ve özlük hakları her Genel Seçimler sonrasında sekteye uğramış, alım gücü zayıflamıştır. Asgari ücreti yukarı çekip, eğitimli personel ücretini asgari ücretliye yaklaştırma neredeyse geleneksel hale gelmiştir. Teknik personel genel anlamda üretim faaliyetlerini yürüten kişilerdir. Teknik personel kime denir, sorusuna cevap olarak çırak, kalfa, usta, teknisyen, tekniker, mimar ya da mühendisler sayılabilir. Teknik üretim, bakım faaliyetleri sürdürmekle yükümlü oldukları için teknik personel tam donanımlı olmak zorundadırlar. Teknik elemanların başlıca sorunları, işsizlik, ücret yetersizliği ve beyin göçü, yâni yerli potansiyel kaybıdır. Bu sorunların nedenleri şöyle açıklanabilir : Ekonominin dışa bağımlı niteliği, toplumumuzun en genel hastalığıdır. Bunun sonucu olarak Türkiye'de teknik elemanlar, üretim süreci içinde emek unsuru bir kadro olarak değerlendirilemiyor ve bürokrasiye kaydırılıyor. Emeği ile değer yaratmayan bir kadronun aldığı payda genel olarak çok düşük kalıyor. ORHAN BAKİ TEKNİKERLER KONFEDERASYONU MÜTEŞEBBİS HEYETİ GENEL BAŞKAN VEKİLİ KARADENİZ TEKNİKERLER FEDERASYONU GENEL BAŞKANI MESUT YILDIRIM TEKNİKERLER KONFEDERASYONU MÜTEŞEBBİS HEYETİ GEN. BŞK. YRD. ANADOLU TEKNİKERLER FEDERASYONU GEN. BŞK. YRD. KIRIKKALE TEKNİKERLER DERNEĞİ BAŞKANI
MÜHENDİSLİK MESLEK KANUNU Kamu Mühendisleri Platformu tarafından, mühendis ağırlıklı memur sendikası kuruluş çalışmaları sonucunda sendikalar mühendislerin taleplerini öncelikli olarak dikkate aldı. Malumlarınız olduğu üzere 3458 Sayılı Mühendislik hakkında Kanun ve 6435 Sayılı Mimar ve Mühendisler Hakkında Kanun ile; Mühendisler mesleki ve özlük hakları bakımından son derece korunaklı olarak kanuni himayeye alınmışlardır.
Bu yasaların yanısıra yarı Kamu niteliğine haiz Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği meslektaşlarının hakları için faaliyet yürüten iktisadi ve idari yapısı ile güçlü örgütsel güce sahiptir. Kamuda Genel Müdür ve üst düzey Yönetici olarak görev yapmaktadırlar. Kamu ihtiyacından fazla istihdam edilmekte, yapacakları görevler, ihale ile hizmet alımı mahareti ile firma elemanlarına yaptırılmaktadır. Kamu kurumlarında yoğun mühendis istihdamı mevcuttur. Oysa ki mühendislik üst düzey sevk ve iradeyi üstlenecek, üretim, planlama ve kontrol sahalarında etkin bir personel olma amaçlanarak yetiştirilmektedir. TALEPLER 1 – Mühendisler ferdi ve bağımsız olarak çalışmaktan daha ziyade takım ruhuna uygun çalışma istihdamı ile görevlendirilmelidir. Örneğin 1 Mühendis 3 Tekniker, 10 Teknisyen gibi. 2 – Kamuda Mühendis fazlalığı vardır, makul oranda mühendis istihdamına gidilmelidir. TEKNİKERLER KONFEDERASYONU MÜTEŞEBBİS HEYETİ GENEL BAŞKANI ANADOLU TEKNİKERLER FEDERASYONU GENEL BAŞKANI
MUSA KIRANLI TEKNİKERLER KONFEDERASYONU MÜTEŞEBBİS HEYETİ GENEL BAŞKAN YRD. KARADENİZ TEKNİKERLER FEDERASYONU GEN. BŞK. VEKİLİ ORDU TEKNİKERLER DERNEĞİ BAŞKANI
MESLEKİ SORUMLULUK Ülkemizde 1943 yılından itibaren Tekniker okullarında Tekniker yetiştirme yoluna gidilmiş, Teknikerler köprü, yol, baraj, fabrika kurulumları başta olmak üzere büyük projelere imza atmıştır. 1982 yılında YÖK tarafından Amerikan öğrenim sisteminde yer alan Meslek Yüksekokulları örnek alınarak Türkiye’nin nitelikli teknik eleman ihtiyacını karşılamak üzere ithal edilmiştir. Teknikerlerin görev-yetki-sorumlulukları geriye yürütülmüş, Meslek Yüksekokulları mantar hızıyla çoğalmaya başlamıştır. Bugün Ülkemizde 8.500.000 civarında mezun tekniker bulunmaktadır. Bunların 300.000 kadarı Kamuda, 1.700.000 civarı özel sektör ve serbest çalışma alanında görev yapmakla birlikte 6.500.000 tekniker istihdamdan uzak tutulmuştur. Sorumluluk ancak Görev ve Yetki ile birlikte kullanılabilir. Aksi takdirde sorumluluğun kapsamı ve sınırları çizilemez. 1992 yılında yayımlanan 3795 Sayılı Kanun ile Mimar ve Mühendislerin dışında kalan teknik personelin Unvanlarının yanı sıra Görev-Yetki-sorumluluklarının ele alınarak hükme bağlanacağı bildirilmiş, maalesef Kanun ile emredilen işler pas geçilmiştir. 3795 Sayılı Kanunda Görev-Yetki-sorumlulukların çıkmaması hususunda TMMOB’nda günahı vardır. 3795 Sayılı Kanun işletilmediği gibi; 3308 Sayılı Çıraklık Kanunu sil baştan ele alınarak, 4702 sayılı kanunun içine derç edilmiştir. 4702 Sayılı Kanun İlkokul mezunları ile Meslek Yüksekokulu mezunlarını aynı kefede tartmaya başlamıştır. Özellikle Avrupa Kredi Sistemi (ECVET) ile Türkiye’deki Meslek Yüksekokulu mezunları Meslek Lisesi mezunları ile Avrupa da ki Meslek Lisesi Mezunlarına eşitlenmiştir. Y.Ö.K. bu utancı kendi elleri ile imzalamıştır. 4702 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Meslek Yüksekokullarında Tekniker yetiştirme realitesi taban tabana zıtlık teşkil etmektedir. 3194 Sayılı İmar Kanunu 38. Maddesinde yer alan, Mimar ve Mühendisler dışında kalan Teknik Personelin görev-yetki-sorumlulukları güncellenmediği gibi, birçok unvan ve okul mülga hale gelmiş, dolayısı ile meydan boş bırakılmış, Mimar ve Mühendisler sürekli avantajlı konuma getirilmiştir. İş Sağlığı ve Güvenliği, Enerji Kimliği, Şantiye Şefliği, Elektrik Tesisat ve Proje yetkisi, Harita Ofisi kurma yetkisi, Kıyı ve Liman İşletmelerinde kısmi yetkiler ya tamamiyle ortadan kaldırılmış yada kısıtlanmıştır. TALEPLER 1 – Teknikerler Esnaf ya da Sanatkar değildir, Esnaf ve Sanatkar Odalarına Teknikerlerin zorunlu üyelik koşuluna son verilmeli, 4702 Sayılı Kanun’a Teknikerlerin Teknikerler Konfederasyonu ve alt kırılımlarına zorunlu üyelik koşulu getirilmelidir. 2 – 3795 Sayılı Kanunda yer alan Görev-Yetki-Sorumluluk Yönetmeliği mutlaka çıkarılmalıdır.
TEKNİKERLER KONFEDERASYONU MÜTEŞEBBİS HEYETİ GENEL BAŞKAN YRD. KARADENİZ TEKNİKERLER FEDERASYONU GEN. BŞK. YRD. TRABZON TEKNİKERLER DERNEĞİ BAŞKANI
TEKNİKERLER KONFEDERASYONU MÜTEŞEBBİS HEYETİ DİSİPLİN KUR.BAŞKANI ANADOLU TEKNİKERLER FEDERASYONU DİSİPLİN KURULU BAŞKANI
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları bulunmasına rağmen her yeni günde onlarca iş kazaları meydana gelmekte, can ve mal kayıplarının önüne geçilememektedir. İş Kazası Tanımı İş kazası tanımı dünyada ve ülkemizde şu şekilde yapılmaktadır:
ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) iş kazası tanımı: Belirli bir zarar veya yaralanmaya yol açan, önceden planlanmamış beklenmedik bir olaydır.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) iş kazası tanımı: Önceden planlanmamış, çoğu zaman kişisel yaralanmalara, makinelerin, araç ve gereçlerin zarar uğramasına, üretimin bir süre durmasına yol açan bir olaydır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre iş kazası tanımı: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren olaydır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre iş kazası tanımı:
İş kazası; a. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c. Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d. Bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan, bedenen ya da ruhça engelli hale getiren olaydır. Görüldüğü üzere, Türk mevzuatında iş kazası sadece insan odaklı iken, uluslararası iş kazası yaklaşımında cana ve mala gelen kayıpları göz önüne almaktadır. İş Kazalarının Nedenleri İş kazalarının temel nedenleri ile ilgili yapılan araştırmalarda, kazaların %79'unun güvensiz davranışlar, %20'sinin ise güvensiz durumlar nedeniyle ortaya çıktığı belirtilmektedir. Güvensiz davranışlar insanın fizyolojik ve psikolojik yapısı ile çevre koşullarından kaynaklanmaktadır. Güvensiz durumlar ise üretim ve hizmet süreçlerinde kullanılan teknolojinin ve araçların niteliğinden, iş düzensizliğine, bakım ve kontrollerin noksanlığından denetim ve yönetim hatalarına, depolama ve istifleme yanlışlıklarından sağlıksız çevre koşullarına kadar birçok etkenden ortaya çıkan işyerlerindeki güvensiz koşullardır. Kök nedenlerine bakıldığında güvensiz davranış ve güvensiz durumları oluşturan "insan hatası"dır. Bu bağlamda, iş kazalarının %99'u insan kaynaklıdır denilebilir. (https://www.karmaisg.com/blog/turkiyede-is-kazalari-istatistikleri) 2000-2018 yılları arasında meydana gelen iş kazası sonucu ölüm oranları 731 kişi ile en düşük 2000 yılında gerçekleşirken en fazla ölüm oranı sayısı ise 2017 yılında 1633 kişidir. 2012 ve 2014 yılları arasında ölüm oranları devamlı olarak artmış 2015 yılında bu oran biraz azalmasına karşılık sonraki yıllarda tekrar bir yükselme eğilimi göstermiştir. 2018 yılında ise 2017 yılına kıyasla %5,6 oranında azalma olduğu belirlenmiştir. (TUİK) İş Sağlığı ve Güvenliğinde Mühendis ve lisans mezunu personele yetki ve sorumluluk verilmesine karşın Teknikerler sadece İş Sağlığı ve Güvenliği bölümlerinden mezun olmaları durumunda yetki ve sorumluluk üstlenebilmektedir. Üzülerek ifade edelim ki: 6331 Sayılı Kanun taslağında Önlisans mezunları yer almasına, Çalışma Bakanı, Müsteşarı, Müsteşar Yardımcılarına rağmen dönemin Genel Müdürü Kasım Özer tarafından Teknikerler TBMM’ne geleceği gün Kanun kapsamından çıkarılmıştır. 1 – 6331 Sayılı Kanun tadil edilerek Orta öğrenim, önlisans ve lisans mezunlarının İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanı olma yetkisi getirilmeli, çalışma alanlarında boşluk bırakılmamalıdır. 2 – 6331 sayılı kanunun kapsamı dışında tutulan işyerlerinde tüm kanun maddeleri uygulanmalıdır 3 – Görev yapacak İSG profesyonelleri görevlerini herhangi bir baskı altında kalmadan icra edebilmesi icin ücretlerini işveren yerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın kuracağı ve ödeneklerinin işletmeler tarafından karşılanacağı bir fon oluşturulmalıdır. 4 – İSG profesyonelleri için meslek odası kurulmalıdır. Ve tüm İSG profesyonellerinin bu meslek odasına kaydı zorunlu olmalıdır. 5 – İSG profesyonelleri olarak teknikerlik sınıfında sadece İSG teknikerleri değil tüm mühendisler de olduğu gibi tüm teknikerlerin sertifika ile İSG profesyoneli olmasının önü açılmalıdır. 6 – İş kazalarında İSG profesyonellerinin yükümlüklerin fazla olması. Muhtemel risklerin İSG profesyonellerince işverene bildirilmesi ile İSG profesyonellerinin sorumluklarının sona ermesi ile ilgili düzenleme yapılmalıdır. 7 – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İSG profesyonellerinin yasal hak ve özlük haklarının korunması, çalışma Usul ve esaslarını belirleyen tip sözleşme oluşturulmalı ve zorunlu olarak işveren tarafından uygulanmalıdır. 8 – İSG profesyonellerine yapılacak asgari ücret ödemesi iş yeri tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre belirlenmelidir. 9 – Depremde hasar gören binaların kontrol ve testlerinde teknikerler istihdam edilmelidir.
TALEPLER 6331 Sayılı Kanun tadil edilerek;
B Sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliği Personeli (Tekniker ve Ön Lisans mezunları) C Sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliği Personeli (Teknik Lise ve Ortaöğretim mezunları) Olarak belirlenmelidir.
ENVER ERDOĞDU TEKNİKERLER KONFEDERASYONU MÜTEŞEBBİS HEYETİ GENEL BAŞKAN YRD. ANADOLU TEKNİKERLER FEDERASYONU BAŞKAN VEKİLİ ANKARA TEKNİKERLER DERNEĞİ BAŞKANI
HAKAN AK TEKNİKERLER KONFEDERASYONU MÜTEŞEBBİS HEYETİ DENETLEME KUR. BŞK. ANKARA TEKNİKERLER DERNEĞİ BAŞKAN VEKİLİ
TEKNİK HİZMETLER SINIFININ MALİ SOSYAL VE ÖZLÜK HAKLARI Asker, polis, hakim, savcı, öğretim görevlisi, din görevlisi vb. personel lehine sürekli mali iyileştirmeler yapılıp, teknik personel mali, sosyal ve özlük hakları bakımından sürekli 2. Sınıf personel muamelesi görmüştür. Unutmamalıyız ki tüm Kamu personeli ülkesi için çalışmakta, katma değer üretmektedir. Mühendislere verilen 4800 Ek Göstergede çalışma sınıf ayrımı yapılmadığı halde, 3600 Ek Gösterge Tekniker Meslektaşlarımızı Sağlık Hizmetleri Sınıfı ve diğer Hizmet Sınıfları olarak bölmüştür. Mali haklar bakımından 2000’li yılların başında Tekniker ve mühendislerin arasındaki fark giderek açılmış, uçurum oluşmuştur. TALEPLER
10.Bankamatik memurlarının oluşturduğu sorun çözülmelidir. 11.Memur ve İşçi kavramına son verilip, çalışanlar kamu personeli olarak anılmalıdır. 12.İşi yapan kurumların üzerine adeta çöreklenmiş, Üst Kurulların varlığına son verilmelidir. 13.Cenaze yardımı her yıl günün koşullarına göre yenilenmelidir. 14.Teknik personele kayda değer THS Tazminatı verilmelidir. 15.Kamu Kurumlarında araştırma-geliştirme, üretim geliştirme alanları başta olmak üzere serbest çalışma bölgesi kurulması ve istekli tüm personelin bu alanlarda mesai saatinin en fazla 2 saatini kullanmasına imkan tanınması, ortaya çıkacak verimlilikten görev üstlenmiş personele mali ödenek verilmesi. 16.Konut ve araç alacak personele indirimli kampanyalar düzenlenmesi. 17.Emeklilik hakkını elde etmiş personele talepte bulunması halinde emeklilik ikramiyesinin verilmesi, yaş haddi yada emekli olacağı süreye kadar geçen zamana ait ikramiyeninde kurumla ilişiği kesilince ödenmesi. 18.Yemeklerin ücretsiz olarak verilmesi. 19.Devlet Memurlarının Görevde Yükselmesine Dair Genel Yönetmelik gereği 18 Nisan 1999 tarihten önce meslek yüksekokulu mezuniyeti bulunan Teknikerlerin, Müdür kadrolarına atanabilmeleri mümkün kılınmıştır. Teknikerlerin Müdür kadroları sınavlarına girmelerine dair engellemeye yönelik uygulamalara son verilmelidir. |
410 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |