— TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI RAPORU —
“VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI,
GIDA VE YEM KANUNU TASARISI TASLAĞI”NIN,
MÜHENDİSLERİN ÖZLÜK HAKLARI AÇISINDAN ANALİZİ
Toplumsal yaşamı, üreticiyi, tüketiciyi ve tüm sektörü doğrudan ilgilendiren gıda alanında ilk bütünlüklü düzenleme, 1995 yılında 560 sayılı kanun Hükmünde Kararname ile getirilmiştir.
İzleyen süreçte, 2004 yılında, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girmiştir.
Meslek Odalarının tüm katkı sağlamaya yönelik eleştirileri değerlendirilmeksizin çıkarılan 5179 sayılı Yasa’nın Avrupa Birliği tarafından da eleştirilmesi üzerine, değişiklik çalışmaları başlatılmış ve 4’lü paket olarak 4 yıl evvel görüşe açılmıştır.
Ziraat Mühendisleri Odası olarak yıllar evvel görüş verdiğimiz bu taslaklar, daha sonra Bakanlık içinde yapılan çalışmalarla birleştirilmiş ve içeriği neredeyse tümüyle değiştirilmiştir. Kamuoyundan adeta saklanarak yapılan bu çalışmalarda, taslakların son hali, meslek odalarından bile saklanmış, hatta maddeler halinde düzenlendiğinden, ilgili Bakanlık çalışanlarının bile Taslağın tümünü görme olanakları bulunmamıştır.
Bu tümüyle anti demokratik yaklaşım, sonuçlarını, bir kez daha vahim yanlışlar içeren bir Taslak ile kendisini göstermiştir.
Ziraat Mühendisleri Odası, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı Taslağı’na ilişkin görüşünü, Bakanlıktan elde ettiği resmi taslak üzerine kurmuş değildir. Çeşitli yollarla kamuoyuna sızan taslaklar üzerine görüş oluşturuyor olmamız, yaşanan traji-komik yönetim sürecini olanca açıklığı ile gözler önüne sermektedir.
Bütün bunlara karşın, Anayasal bir meslek kuruluşu olmanın sorumluluğuyla, Ziraat Mühendisleri Odası, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı Taslağı’nın Ziraat Mühendisleri Odası’na üye ziraat / su ürünleri / Tütün teknolojisi / balıkçılık teknolojisi mühendislerinin özlük hakları açısından getirdiği haksız – hukuksuz düzenlemeleri bir rapor niteliğine dönüştürmüş olup, aşağıda sunmaktadır.
1- Taslak, veteriner hekim odaklı bir çalışma düzeni kurarken, ziraat mühendislerinden söz bile edilmemektedir.
Taslağın “tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde, aşağıda verilen beş tanım maddesinde, veteriner hekimler tanımlanmaktadır;
oo) Resmi veteriner hekim: Bu Kanun kapsamında verilen görevleri Bakanlık adına yapan Bakanlık personeli veteriner hekimi,
ııı) Veteriner ecza deposu: Sadece veteriner sağlık ürünlerinin toptan satışının yapıldığı, eczacı veya veteriner hekim sorumluluğunda faaliyet gösteren ecza depolarını,
jjj) Veteriner sağlık sertifikası: Hayvan ve hayvansal ürünlerin bu Kanunda belirlenen sağlık şartlarına uygun olduğunu gösteren, resmi veteriner hekim tarafından düzenlenen belgeyi,
mmm) Yardımcı sağlık personeli: Veteriner hekim sorumluluğunda görev yapan veteriner sağlık teknikeri, veteriner sağlık teknisyeni, laborant ve sağlık eğitimi almış diğer benzeri personeli,
ppp) Yetkilendirilmiş veteriner hekim: Bazı resmi görevleri yürütmek üzere, Bakanlık tarafından yetki verilen, Bakanlıkta görevli veteriner hekimler dışındaki veteriner hekimi,
Buna karşılık, ziraat mühendisliği mesleğine ilişkin hiçbir tanıma, taslak kapsamında yer verilmediği görülmektedir.
Sadece bu saptama bile, taslağın bilime ve disiplinler arası ortak çalışma ilkesine ne denli aykırı bir yaklaşımla ve açık bir mesleki taassupla hazırlandığını ortaya koymaya yeterlidir.
Bu Kanun kapsamında verilen görevleri Bakanlık adına yapmak için resmi veteriner hekim vardır da, neden aynı görevi yapmak üzere tanımlanan resmi ziraat mühendisi yoktur?
Bazı resmi görevleri yürütmek üzere, Bakanlık tarafından yetki verilen, Bakanlıkta görevli veteriner hekimler dışındaki yetkilendirilmiş veteriner hekim vardır da, neden aynı görevleri yapmak üzere yetkilendirilmiş ziraat mühendisi yoktur?
Bu sorunların, bilim ve meslek etiğine uygun yanıtlarını bulmak olanaksızdır. Buna karşılık aynı Bakanlıkta en üst düzeyden yürütülen veteriner hekim lobisinin yarattığı meslek taassubu, gıda sektörünün disiplinler arası bir çalışma alanı olduğunu görmezden gelebilmekte, Bakanlıkta görevli – yetkili ziraat mühendisi bürokratlar ise bu durumu sadece seyirci kalmaktadırlar.
2- Taslak, veteriner hekim ile yardımcı sağlık personeli arasında doğal bir görev ayrımı tanımlaması yaparken, aynı yaklaşımı ziraat mühendisi ve yardımcı personel arasında göstermeyerek, ziraat mühendisliği mesleğine ilişkin süregelen saygısız tutumu sürdürmektedir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, taslağın “tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinin “yardımcı sağlık personeli” başlıklı (mmm) fıkrası; “Veteriner hekim sorumluluğunda görev yapan veteriner sağlık teknikeri, veteriner sağlık teknisyeni, laborant ve sağlık eğitimi almış diğer benzeri personel” tanımlaması yaparak, veteriner hekimler ile veteriner sağlık teknikeri ve teknisyenleri arasında görev ve yetki farklılığını haklı olarak belirlemektedir.
Buna karşılık, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, ziraat mühendisi ve ziraat teknisyeni – teknikleri arasında bir fark görmeyen tavrını, bu Taslakta da sürdürmektedir. Nitekim Bakanlık, tüm ziraat teknikeri ve teknisyenlerine zirai mücadele bayii açma hak ve yetkisi ile kamuda çalışan ziraat teknikeri ve teknisyenlerine bitki koruma ürünlerinin reçete yazma yetkisini, ziraat mühendisleri ile eş bir düzeyde vermiştir.
Şüphesiz Taslağın bu haliyle ortaya ortaya çıkmasında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığında çalışan veteriner hekimlerin mesleklerine duyduğu saygıyı duymayan, bu alanda gerekli dirayeti gösteremeyen ziraat mühendisi yöneticilerin, en baştan en sona kadar, değişik derecelerde olmak üzere sorumluluk ve kusurları bulunmaktadır.
3 - Taslak, veteriner sağlık ürünlerinin toptan satışının eczacı ve veteriner hekim sorumluluğunda yapılabileceğini ifade ederken, bitki koruma ürünlerinin neredeyse herkes tarafından satılmasına izin vererek, bu alanda da ziraat mühendisliği mesleğine ilişkin saygısız tutumunu teyit etmektedir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, taslağın “tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinin “veteriner ecza deposu” başlıklı (ııı) fıkrası; “sadece veteriner sağlık ürünlerinin toptan satışının yapıldığı, eczacı veya veteriner hekim sorumluluğunda faaliyet gösteren ecza depoları” tanımlaması yaparak, veteriner sağlık ürünlerinin yalnızca veteriner hekimler ya da eczacılar tarafından satılabileceğini düzenlemektedir.
Buna karşılık Taslağın “bitki koruma ürünlerinin toptan ve perakende satışı, tanıtımı” başlıklı 19 uncu maddesinde, ziraat mühendisi yetkisinden hiçbir yerde söz edilmemektedir. İlgili Yönetmeliklere dayalı olarak ise, uygulamada, aynı Bakanlık, bitki koruma ürünlerinin okuryazarlar, ilkokul mezunları, ortaokul mezunları, lise mezunları ve tekniker – teknisyenler tarafından satılmasında bir sakınca görmemektedir.
Oysa bu alandaki ziraat mühendislerinin görev ve yetkileri, Yasa ve Tüzükten ileri gelmektedir. 7472 sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun’un 2 inci maddesi zirai mücadele alanında ziraat mühendislerini yetkili kılarken; Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük’ün “Zirai Mücadele, Zirai Karantina ve Tarım İlaçları” başlıklı 5 inci maddesi; her türlü hastalık ve zararlı konusunda teşhis, ilaç ve metot önerisi, mücadele, planlama, ithal, ihraç, depolama, pazarlama, dağıtma, karantina vb. alanlarda ziraat mühendislerinin münhasır görev ve yetkilerini açıklamaktadır.
Veteriner ilaçlarında veteriner hekimleri yetkili sayan Bakanlığın, bitki koruma ürünlerinde ziraat mühendislerinin Yasa ve Tüzük’ten ileri gelen yetkilerini yok saymaya çalışması, izah edilebilir bir nitelik taşımamaktadır.
Bu çifte standart dahi, Türkiye’de gıda güvenliğini korumakla görevli Bakanlığın, bu alanı doğru bir şekilde düzenleme gereğinden ne denli geriye düşmüş olduğunu açıklamaya yeter bir göstergedir.
4 - Taslak, veteriner tıbbi ürünleri için reçete yazma ve bunu uygulama yetkisini yalnızca veteriner hekimlere tanırken, bitki koruma ürünlerinde reçete yazma yetkisini kamuda çalışan tekniker – teknisyenlere de tanımakta, zirai mücadele ilaç bayilerine reçete yazma yetkisi tanımamaktadır.
Taslağın “veteriner tıbbi ürünlerin uygulanması” başlıklı 14 üncü maddesi; “veteriner hekim, uygulayacağı veya tavsiye edeceği, reçeteye tabi veteriner tıbbi ürünler ve terkipleri için, reçete düzenlemek, ilgilisine vermek, ilgili kayıtları tutmak ve talep edildiğinde Bakanlığa sunmak zorundadır” hükmünü taşımaktadır.
Görüldüğü gibi veteriner tıbbi ürünlerinde tavsiyede bulunmak, reçete yazmak, uygulama yapmak yetkilerinin tamamı yalnızca veteriner hekimlere verilmektedir.
Buna karşılık, Taslağın “Bitki Koruma Ürünlerinin Uygulanması” başlıklı 20 inci maddesinde, ziraat mühendislerinin yetkisinden söz edilmemekte, bunun yerine, “Bakanlıkça bitki koruma ürünleri için reçete düzenleme yetkisi verilenler” deyimi kullanılmaktadır.
Oysa yukarıda da söz edildiği üzere, 7472 sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun’un 2 inci maddesi ve Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük’ün 5 inci maddesi hükümleri uyarınca, ziraat mühendisleri, her türlü hastalık ve zararlı konusunda teşhis, ilaç ve metot önerisi konusunda münhasır yetkilidirler.
Buna karşılık Bakanlık, çıkarttığı Reçeteli satış Yönetmeliği ile bitki koruma ürünlerinde reçete yazma yetkisini kamuda çalışan ziraat teknikeri – teknisyenlerine vermiş, zirai mücadele bayii ziraat mühendislerine ise reçete yazma yetkisi tanımamıştır.
Bu açık çifte standart, mutlaka düzeltilmeli ve meslekler arası uygulamada tek düzenlik ve eşitlik sağlanmalıdır.
Bununla da kalınmayarak, Taslağın cezalarla ilgili 37 inci maddesinin (h) fıkrası ile; “Bakanlıkça reçeteli olarak satılması istenen bitki koruma ürünlerini reçetesiz olarak alıp uygulayanlara bin Türk Lirası, reçetesiz olarak satanlara ve Bakanlıkça istenen kayıtları tutmayanlara beş bin Türk Lirası idari para cezası verilir” hükmünün getirilmesi, acele bir kararla tüm yurtta 12 Şubat 2009 tarihinde uygulamaya sokulan, bununla birlikte reçete yazma yetkisi (halen) yalnızca kamu görevlilerine tanındığı için fiili olarak etkinlikle uygulanamayan reçete yazımı konusunda ortaya çıkan kaosu daha da derinleştirmekte, uygulamanın etkinleştirilmesi önlemlerini almak yerine, her zamanki kolaycılığı ile ceza uygulamasına girişmektedir.
5 - Taslak, hayvansal üretimle ilgili konularda, genelde ziraat mühendislerinin, özelde ise zootekni bölümü mezunu ziraat mühendislerinin özlük haklarını görmezden gelerek, bu alanda geçerli mevzuatı tanımayı adeta reddetmektedir.
Taslağın “Canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerin sevkleri ile hayvan satış yerleri ve satışa ilişkin sağlık koşulları” başlıklı 8 inci maddesi, ticari veya değil, tüm hayvansal ürünler, sperma, ova ve embriyo gibi üreme ürünlerinin sevkine ilişkin hususların Bakanlıkça belirleneceği hükmünü taşımaktadır.
Kendisi bir idare olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, geçerli mevzuata uymakla yükümlüdür. Adeta bu mevzuatı by pass etmeye yönelik olarak, her türlü yetkiyi Bakanlığın tasarrufuna bırakan düzenleme, gelecekte yapılacak yanlış işler için adeta şimdiden zemin hazırlamaktadır.
Oysa bu alandaki ziraat mühendislerinin görev ve yetkileri, Yasa ve Tüzükten ileri gelmektedir. 7472 sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun’un 2 inci maddesi zootekni alanında ziraat mühendislerini yetkili kılarken; Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük’ün “Zootekni” başlıklı 21 inci maddesi; zootekni alanında öğrenim görmüş ziraat mühendislerini, hayvan neslinin ıslahı, geliştirilmesi, çoğaltılması, ithal ve ihracı, hayvan ürünleri üretimi ve pazarlanmasıyla ilgili konularda faaliyette bulunmaya yetkili saymaktadır.
Bakanlık, bu Yasa ve Tüzük hükümlerine uyarlı işlem tesis etmek ve düzenleme yapmak yerine, her alanda olduğu gibi bu alanda da, her şeyi belirlemeyi kendi yetki alanında görerek, bilim ve hukuk yerine keyfiliği egemen kılmaya çalışmaktadır.
Bunların yanında;
a) Taslağın “Zootekni” başlıklı 10 uncu maddesinin hiçbir yerinde ziraat mühendislerine hiçbir atıf yapılmaması,
b) Taslağın 11 inci maddesinde ev ve süs hayvanı satış yerleri, hayvan pazar ve borsaları, damızlık kümes ve kuluçkahaneler, deney hayvanı üretenler, kullananlar ve tedarikçi faaliyetlerin tümünün veteriner hizmetleri faaliyeti olarak sayılması,
bu alanda ortaya çıkan veteriner meslek taassubunun ne denli ileri gittiğinin açık göstergeleri niteliğindedir.
6 - Taslak, gıda işletmelerinde sorumlu yöneticilik müessesesini kaldırarak, toplam 6300 ziraat mühendisi / su ürünleri mühendisi / balıkçılık teknolojisi mühendisinin işini kaybetmesine neden olacak bir düzenlemeye imza atmakta; bunun yanında halk sağlığını da riske etmekten çekinmemektedir.
Taslağın “Gıda ve Yem” başlıklı 5 inci bölümünün “Sorumluluklar” başlıklı 22 inci maddesinin 4 üncü fıkrası; “piyasaya arz edilecek gıda ve yemlerden hangilerinin onay alacağı ve bu ürünlerin onayı ile ilgili hususlar Bakanlıkça belirlenir”, 8 inci fıkrası ise; “Onaya tabi gıda ve yem işyerleri, işin nevine göre konu ile ilgili en az lisans eğitimi almış personel çalıştırmak zorundadır” hükümlerini taşımaktadır.
Görüldüğü gibi Taslak, hem 560 sayılı KHK, hem de halen geçerli olan 5179 sayılı Yasa’daki “Sorumlu Yöneticilik” kurumunu kaldırmakta; böylelikle bir taraftan Oda’mız üyesi toplam 6300 ziraat / su ürünleri mühendisi/ balıkçılık teknolojisi mühendisinin işini kaybetmesine neden olmakta, bunun yanında merdiven altı üretim – hijyen kurallarına aykırı üretimin bu denli yoğun olduğu ülkemizde gıda güvenilirliğini riske etmekte ve halk sağlığına yönelik tehdidin boyutunu artırmaktadır.
Veteriner hekimler için her türlü tanımlamayı getiren ve resmi – yetkilendirilmiş veteriner hekimlerin çalışma koşullarını garanti eden taslağın, diğer tüm mühendisler yanında, ziraat, su ürünleri ve balıkçılık teknolojisi mühendislerinin çalışma alanlarını yok etmeye yönelik düzenlemesi, meslek alanlarımızda çalışma – istihdam ortamlarının ve halk sağlığının korunması açısından, kabul edilemez bir nitelik taşımaktadır.
7 - Taslak, tarım sektörü ve ziraat mühendisliği / su ürünleri mühendisliği / balıkçılık teknolojisi mühendisliği mesleği ile ilgili düzenlemeler getiren birçok Yasayı yürürlükten kaldırarak, içeriğindeki yanlış hükümlere toplumu ve mesleğimizi mahkûm etmektedir.
Taslağın “Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat ve Hükümler” başlıklı 40 ıncı maddesinin hükümleri uyarınca, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun, 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu, 1734 sayılı Yem Kanunu, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu ve diğer bazı kanunlar ile 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun bazı hükümlerini yürürlükten kaldırmaktadır.
Yayımından itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilen bu Kanun, birçok hükmü itibariyle, yürürlükten kaldırdığı yasal düzenlemelerden daha geri hükümler taşımaktadır.
Tüm bu değerlendirmelerle, Taslağın, gerçekten katılımcı ve demokratik ortamlarda, işin uzmanları ile birlikte yeniden ele alınarak düzenlenmesinin büyük önem taşıdığı açıktır.
Şunu açıkça ifade etmek isteriz ki, Ziraat Mühendisleri Odası’na üye 44 bin ziraat, su ürünleri, balıkçılık teknolojisi ve tütün teknolojisi mühendisinin özlük haklarını görmezden gelen ve gasp eden işbu Kanun’un, bu içeriğiyle yayımlanmasında ısrar edilmesi halinde, bunun engellenmesine yönelik her türlü demokratik hak, tam bir kararlılık ve etkinlikle kullanılacaktır.