Teknikerler Konfederasyonu - M.Y.O. Mezunu Tüm Teknikerlerin Mesleki Birliği

arayolları 7. Bölge Müdürlüğü binasında tartıştığı teknikeri tabancayla öldürdüğü iddiasıyla yargılanan müteahhit, 18 yıl 4 ay hapse mahkum oldu.

Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, yaklaşık 2.5 yıl önce
Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü binasında tartıştığı tekniker Erdoğan Birlik’i
tabancayla öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan müteahhit Hasan Helvalı’nın
yargılanmasına devam edildi.

Duruşmada, tutuklu sanık ve ölenin yakınları ile tarafların avukatları
hazır bulundu.

Hakkında ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan sanık, olayın
aniden geliştiğini öne sürerek yaşananlardan dolayı üzgün olduğunu belirtti.

Olayda kimseyi öldürme niyetinin olmadığını iddia eden sanık, "İş
yaptığım Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü’nde tekniker olarak çalışan Erdoğan
Birlik ile Tokat’taki bir iş nedeniyle daha önce tartışmıştık. Hatta konuyu bölge
müdürüne de iletmiştim. O gün bölge müdürlüğüne gittiğimde, önceki olay nedeniyle endisinin bana karşı kızgınlığı olduğunu öğrendim. Karşılaşınca da kavga çıktı.
Kendimi kaybetmişim. Olayın ölümle sonuçlanmasından dolayı pişmanım" dedi.

Savunmanın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti sanığı, "kamu
görevlisini haksız tahrik altında öldürmek" suçundan 18 yıl 4 ay hapse mahkum etti.

ADANA’nın Tufanbeyli İlçe Emniyet Amirliği’nde görev yapan tekniker 25 yaşındaki Gökhan Gümüşay, ruhsatlı tabancasıyla başına ateş ederek yaşamına son verdi.

Sivas Emniyet Müdürlüğü’nde görev yaparken 15 gün önce Tufanbeyli İlçe Emniyet Amirliği’ne atanan Gökhan Gümüşay, bugün saat 01.00 sıralarında bilinmeyen bir nedenle tabancasıyla başına ateş etti. Silah sesi üzerine odaya giren yakınları tarafından ağır yaralı bulunan Gümüşay, yapılan ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Kozan Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Gümüşay’ın cesedi otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderilirkeni, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Akdağmadeni ilçesinde bir anestezi teknikeri, görev yaptığı hastanenin soyunma odasında ölü bulundu.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Akdağmadeni Devlet Hastanesi'nde görev yapan anestezi teknikeri Ahmet Coşgun'un (25), ameliyathanenin soyunma odasında temizlik görevlileri tarafından cesedi bulundu.

Bir süre önce geçici görevlendirmeyle Bozok Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nden geldiği öğrenilen Coşgun'un cesedi kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Muhabir: Yunus Taştan / Orhan Canbulatel

Yayıncı: Murat Taydaş - Yozgat

HABERİN KAYNAĞI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİNİN SAĞLIK TEKNİKERİ ALIMI İÇİN YAPTIĞI İŞ İLANINA BİR TEK BAŞVURU BİLE YAPILMADI.

Sağlık teknikerleri, ihtiyaç duyulan sayıdan az olunca iş taleplerinde seçici olmaya başladılar. Hacettepe Üniversitesinin sağlık teknikeri alımı için yaptığı iş ilanı sağlık teknikerleri tarafından bilinmesine rağmen başvurunun yapılmaması bunun açık bir kanıtıdır. Bu durum meslek Yüksek Okulları açılırken arz ve talebin göz önünde tutulması gerektiğini, yetkililerin ihtiyaç duyulan teknikerlik branşlarında bölüm açmaları gerektiğini bizlere güzel bir örnekle göstermiştir.

Sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin olarak 28 Haziran 2007 tarihli Resmi Gazete'de 26566 Sayı ile yayımlanan esasların Ek 2. Maddesi (b) bendinde belirtilen yönteme göre Üniversitemiz Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı'nda görevlendirmek üzere Kamu Personeli Seçme Sınavı (B) grubu puan sırası esas alınmak suretiyle “Sağlık Teknikeri Pozisyonu alımı için başvuru gerçekleşmemiştir”. Bilgilerinize sunarız

Sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin olarak 28 Haziran 2007 tarihli Resmi Gazete’de 26566 Sayı ile yayımlanan esasların Ek 2. Maddesi (b) bendinde belirtilen yönteme göre Üniversitemiz Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı’nda görevlendirmek üzere Kamu Personeli Seçme Sınavı (B) grubu puan sırası esas alınmak suretiyle aşağıda belirtilen pozisyonlara sözleşmeli personel alınacaktır.

(2) Taksirli suçlar hariç olmak üzere; affa veya zaman aşımına uğramış, yahut para cezasına çevrilmiş veya ertelenmiş, hükümlülüklerine ilişkin kayıtları adli sicilden çıkarılmış olsa bile, bir cürümden hükümlü bulunmamak veya soruşturma altında olmamak,

(4) Erkek adaylar için muvazzaf askerlik çağına gelmemiş veya askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış veya muaf veya erteletmiş olmak,

(5) 657 sayılı Kanunun 53. maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla görevini devamlı yapmasına engel olabilecek vücut veya akıl hastalığı veya vücut sakatlığı ile özürlü bulunmamak,

(7) Haftalık çalışma süresi 40 saati aşmayacak şekilde Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı tarafından belirlenecek saatlerde görev yapma (gece dahil) şartını kabul etmek.

Önemli Not: 5917 sayılı Kanunun 47. Maddesinin 5. Fıkrası a (2) bendi gereğince, sözleşmeli olarak istihdam edilenler, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler.

Sağlık Teknikeri Pozisyonu için; Acil Bakım Teknikerliği, Acil Yardım Teknikerliği, Ambulans ve Acil Bakım Teknikerliği, Paramedik, Ambulans ve Acil Bakım, Acil Yardım, İlk ve Acil Yardım önlisans programlarının birinden mezun olmak.

(1) 2010 yılında yapılmış KPSS sınavından, Ön lisans mezunları için KPSSP93 puanına bakılacaktır. Adaylar başvurularını www.sksdb.hacettepe.edu.tr web adresinde bulunan İş Talep Formunu tam ve eksiksiz doldurarak çıktısı ile birlikte KPSS Sınav sonuç belgesinin aslı ve fotokopisi diplomanın aslı ve fotokopisi, erkek adaylar için askerlik terhis/tecil/muafiyet belgesinin aslı ve fotokopisi ile birlikte Hacettepe Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı’na gazetedeki ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde şahsen başvurmaları gerekmektedir.

(4) Başvuru için istenen belgeleri eksik getiren, başvuru tarihini geciktiren veya nitelikleri uygun olmayan adayların müracaatlarına işlem yapılmayacaktır.

(5) Sonuçlar KPSS puan sıralaması dikkate alınarak en geç 7 iş günü içinde www.sksdb.hacettepe.edu.tr web adresinde yayınlanacaktır.

(6) Başarılı adayların listesi, işe başlamaları için gerekli evrak, başvuru zamanı ve yeri ile ilgili bilgilerin www.sksdb.hacettepe.edu.tr adresinden takip edilmesi gerekmektedir.

YÖK tarafından hazırlanan projeye göre 2 yıllık yüksekokul mezunu teknikerler eğitim programından geçirilerek 4 yıllık diploma alacak.

Hayat Boyu Öğrenme Projesi adı verilen uygulama kapsamında, ön lisans diploması olan mezunlar, eğitim programından geçirilerek lisans diploması elde edecek. Projeyle, kamu ve özel sektörde çalışan ön lisans mezunlarının eğitim kalitelerinin artırılması ve nitelikli iş gücünün sağlanması hedeflenecek.

Yurtdışı eğitimi YÖK, hayat boyu eğitim konusunda çalışmalarına hız verdi. Proje kapsamında 2 yıllık yüksekokul ve teknik okul mezunu olanlara yurtdışında ve yurtiçinde eğitim verilmesi öngörülüyor.

Projeye göre; bu kişilere öncelimle eğitim yoluyla okumaları gereken dersler bildirilecek ve bu derslerde belirli bir miktar kredi kazanmaları istenecek. YÖK tarafından saptanacak kredi miktarına ulaşan 2 yıllık okul mezunlarına, 4 yıllık fakülte diploması verilecek. Böylece, meslek ve teknik okul mezunlarının iş gücü nitelikleri yükseltilecek. Kendi alanlarında son teknolojik gelişmeleri, yeni bilgileri öğrenecek. Bu sistem, İngiltere ve ABD’de uygulanıyor. Bu eğitimlerden geçenler, 4 yıllık lisans mezunu sayılıyor.

Depremin mühendislere hatırlattıkları

Yapıların mühendislik sorumluluğunun odaların omuzlarında olduğunu odalar bir türlü anlayamamıştır

Dün, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı, değişik odaların yöneticilerinden oluşan 60 kişilik bir heyetle birlikte Van’da bir basın toplantısı yaptı. Söyledikleri internet sayfalarında yayımlandı.
Odalar Birliği’nin söylediklerini aşağıda özetlemeye çalışacağım. Fakat hemen bu açıklama karşısında içimden geçeni yazmak istiyorum:

Sorumluluk kimin?
Depremden önce ‘Van Mesken Sakinleri Derneği’ kurulmuş olsaydı, TMMOB Başkanı ve arkadaşlarının dün Van’da siyasetle uğraşanlara ve hükümete karşı söylediklerini, deprem sonrası mühendis ve mimarlara karşı haykırırdı.
Ben basın açıklaması yapanlardan oldukça yaşlı, İnşaat Mühendisleri Odası’nın eski bir üyesiyim. Her doğa olayının yıktığı yapıların karşısında, hep mesleki kusurlarımızı sorgulamışımdır, idari ve siyasal sorumluluklar sonra aklıma gelmiştir.
Mühendisleri bir çatı altında birleştiren kanunda, odalara böyle bir sorumluluk yüklendiği açıkça yazılıdır. Bu anlayışla 1954’te çıkan kanunda odalar ‘kamu tüzelkişiliği’ sayılmış ve bu deyim 1961’de anayasaya girmiştir.
Ayrıca kanunlarımız odaları güçlendirmiştir; odalara üye olmayan, Türkiye’de mühendislik ve mimarlık yapamaz; değişik kanunlarda odalarla işbirliği görev sayılmıştır.

Odaların açıklaması
Şimdi TMMOB’nin “Van’dan Sesleniyoruz. Sesimizi Duyan Var mı?” başlıklı açıklamasından bazı cümleler vereyim:
“Bölgede yıkılan binalar; yer seçiminden başlayarak yapı üretim süreçlerinde yeterli mühendislik, mimarlık hizmetlerinin alınmadığını ve denetlenmediğini gösteriyor.
“(Durum), kaçak yapılaşmayı özendiren af’ta ısrar etmenin bir sonucudur. Nüfusu 5000 kişinin altındaki belediyelerin sınırları içinde ve mücavir alanlarındaki yapılaşmalar yapı denetim sistemi dışına çıkarılmıştır.
“TMMOB ve bağlı odalarının sözleri siyasal iktidarlarca dinlenmiş olsaydı, bugün buradan, Van’dan sesleniyor olmayacaktık. 99 depreminden hiçbir ders alınmadığı (Van’da) anlaşılmıştır.
“Deprem alanındaki işler tam bir kargaşa halindedir. Yardımlar yerine ulaştırılamamış, hatta dağıtıma dair herhangi bir organizasyon oluşturulmadığı görülmüştür.
“Sosyal devletten ve toplum yararı ilkesinden vazgeçilmesinin ağır sonuçlarını yaşadığımız gerçeği kabul edilmelidir.”
Açıklamaya göre, TMMOB’nin ve odaların hiçbir sorumluluğu yoktur; onlar her şeyi bilmekte ve yıllardan beri de söylemektedirler; ama hükümet, ‘sosyal devlet ve toplum yararı’ ilkesini terk edip yapıların denetlenmesini önlediğinden, yapıların çoğu yıkılmıştır!

Sorumlular oda üyesi
Şüphesiz her konudan birinci sırada sorumlu olan, hükümet ve iktidar partisidir. Şimdi ben hükümet sonrasını tartışmak istiyorum.
Hepimizin, her konuda üretimden ve denetimin her safhasından yakınmamız vardır. Son çıkan kanun hükmündeki kararnameler (KHK) gibi, Şehircilik ve Çevre Bakanlığı’yla ilgili olanını da eleştirdiğimi hatırlayacaksınız. Sadece son KHK’lar mı? Belediyelerle ilgili kanunlar, İmar Kanunu gibi daha birçokları sayılabilir. Temel yanlışımız, yerinden yönetim sistemini kuramamış olmamızdır.
Ancak bu bakanlıkta ve diğer bakanlıklarda yapı işleri yönetici ve uygulayıcılarının çoğu odaların üyesidir! O üyelerle odalar arasında çelişki var mıdır? Bu çelişkinin sonucu izlenmiş midir?
Asıl sorun, ülkemizdeki yapıların tamamının mühendislik ve mimarlık sorumluluğunun odaların omuzlarında olduğu gerçeği ve bunu odaların bir türlü anlayamamış olmasıdır.
Yedi katlı bina gibi, tek katlı binanın da yıkılmasının, betonunun avuç içinde ufalanmasının hesabını kime soracağız? Bunun cevabı kolay verilemez ama karşımıza oturacakların çoğunun oda üyeleri olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmamalıyız!
Bu sorumluluk karşısında odalar ne yapmalıydı? Ne yapmıştır? Ne yapmalıdır? Düşünelim ve tartışalım.

Elazığlı makine teknikeri Hikmet Koşar, ‘Çelebi Türk taşıma sistemi’ ile NTV’de yayımlanan ‘Bir fikrim mi var?’ girişimcilik yarışmasında birinci oldu. 25 yıldır sanayi için makine üreten ve 10 yıldır Elazığ vergi listesinde ilk 100’de bulunan Koşar’ın geliştirdiği sistem, her türlü taşıta uygulanıyor, güç ve yakıt sarfiyatı sağlıyor.
Koşar, yarışmayı prototip bir otomobille kazansa da sistemin ilk olarak tekerlekli sandalye üzerinden piyasaya sürülmesini planlıyor. 4 yıldır bu proje üzerinde çalıştığını anlatan Koşar, “Engellilere öğretmenlik yapan arkadaşım Hüseyin Doğan, bu fikri anlattı. Bunu uygulayabileceğimi söyledim. ‘Sen benden daha delisin’ dedi, ama onun fikrine inandım. Çalışmalara başladım” dedi.
Koşar sistemin çalışma şeklini şöyle anlattı: “Bu sistem insan, petrol, güneş, enerji sistemlerinin hareket alanına uygulanması. Aslında yer yüzünde var olan bir sistem. Bir yerden diğerine giderken yerçekiminden kaynaklı olarak potansiyel enerjiyi hareket enerjisine çevirmek gerekiyor. Tabi yerçekiminin karşısında yer alındığı için ekstra enerji ve güç gerekiyor. Biz tekerlek üzerine yerleştirdiğimiz kola bir açı verdik. Ağırlık merkezi değiştirildiği için tekerler o yönde hareket ediyor. Böylece yerçekimini karşımıza değil yanımıza alıp ona direnmediğimiz içinde enerji ve güçten tasarruf ediyoruz. Normalde 10 birimlik bir enerji harcanaksa bu sistemle 1 harcanıyor.”

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 2 yıllık meslek yüksekokulu mezunu teknikerlere mühendislik yolu açacak bir proje başlattı. Hayat Boyu Öğrenme Projesi kapsamında 2 yıllık yüksekokuldan mezun olan 650 bin kişi, işlerinin başında hazırlayacakları projelerle lisans diploması alabilecek. Projeden, özellikle meslek teknik yüksekokulu mezunları ile sağlık meslek yüksekokulu mezunları yararlanacak. YÖK, 2 yıllık meslek yüksekokullarından mezun olan 650 bin kişinin, herhangi bir üniversiteye devam etmeden, 4 yıllık fakülte mezunu olmalarını sağlayacak.
Hayat Boyu Öğrenme Projesi adı verilen uygulama kapsamında, ön lisans diploması olan mezunlar, eğitim programından geçirilerek lisans diploması elde edecek. Projeyle, kamu ve özel sektörde çalışan ön lisans mezunlarının eğitim kalitelerinin artırılması ve nitelikli iş gücünün sağlanması hedeflenecek.

Yurtdışı eğitimi
YÖK, hayat boyu eğitim konusunda çalışmalarına hız verdi. Proje kapsamında 2 yıllık yüksekokul ve teknik okul mezunu olanlara yurtdışında ve yurtiçinde eğitim verilmesi öngörülüyor.
Projeye göre; bu kişilere öncelimle eğitim yoluyla okumaları gereken dersler bildirilecek ve bu derslerde belirli bir miktar kredi kazanmaları istenecek. YÖK tarafından saptanacak kredi miktarına ulaşan 2 yıllık okul mezunlarına, 4 yıllık fakülte diploması verilecek. Böylece, meslek ve teknik okul mezunlarının iş gücü nitelikleri yükseltilecek. Kendi alanlarında son teknoloji gelişmeleri, yeni bilgileri öğrenecek. Bu sistem, İngiltere ve ABD’de uygulanıyor. Bu eğitimlerden geçenler, 4 yıllık lisans mezunu sayılıyor. MİLLİYET-2010

KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİNDE ÇALIŞMAKTA 399 SAYILI KHK’nın II SAYILI CETVELİNE TABİ SÖZLEŞMELİ TEKNİK PERSONELİN ÜST ÖĞRENİMİ BİTİRDİKLERİNDE İNTİBAK SORUNU VE SÖZLEŞME ÜCRETLERİ.

Bilindiği üzere Kamu iktisadi Teşebbüsleri personel rejimini düzenleyen 399 sayılı KHK’ ya göre 3 grup personel çalışmaktadır. Bunlar I sayılı cetvele tabi kadrolu personel (yönetici konumunda bulunan personel),II sayılı cetvele tabi sözleşmeli personel ve III sayılı cetvele tabi kadrolu ancak yönetici olmayan personel(bunların sayısı yok denecek kadar azdır).

Bu üç grup personel içinde II sayılı cetvele tabi sözleşmeli teknik personel bir üst öğrenimi bitirdiğinde Emekli sandığı yönünden bitirdikleri üst öğrenimin karşılığı olan derece ve kademeye yükseltilmekte idiler ancak, sözleşme ücretleri bitirdikleri üst öğrenim bakımından arttırılmamakta idi. Bu gerçekten KİT’lerde çalışan sözleşmeli personelin ücret yönünden mağduriyetine sebep olmaktaydı. Bu sorun yıllardır teknik personelin çalıştığı KİT’de boş pozisyon yok gerekçesiyle çözülememekteydi. Örneğin; bir Elektrik Teknisyeni çalıştığı dönemde bir üst öğrenim olan Elektronik Teknikerliğini veya Elektronik Teknikerliğini veya Mühendislikleri bitirdiğinde sözleşme ücreti arttırılmayarak mağdur edilmekteydi. Ya da bir Tekniker kendi mesleğinin üst öğrenimi olan Mühendislikleri bitirdiğinde sözleşme ücretleri arttırılmamaktaydı. Şu anda biz biliyoruz ki yüzlerce Teknisyen ve Tekniker yıllardır bu mağduriyeti yaşamaktadır. Bu sorun Elektrik teknisyeni olarak çalışmakta iken bir üst öğrenim olan Elektronik Teknikerliğini bitiren bir kişinin idare mahkemesinde açmış olduğu bir dava ile çözüme kavuştu. Yerel mahkeme,399/II sayılı cetvele tabi sözleşmeli personel olarak çalışmakta bir kişi kendi unvanı olan Elektrik Teknisyenliğe, göre üst öğrenim olan Elektronik Teknikerliğini bitirdiğini dolayısıyla hem emekli sandığı yönünden intibakının yapılmasını hem de Teknikere verilen sözleşme ücretinin kendisine ödenmesini davalı idareden talep etmiştir. Davalı idare emekli sandığı yönünden intibakının yapıldığını, Tekniker maaşının ödenmesi için unvan değişikliği sınavına girmesi gerektiğini belirten bir yazı yazmıştır. Bunun üzerine idare mahkemesinde açılan davada, Teknikerlik pozisyonuna atanmasa bile hem emekli sandığı yönünden intibakının yapılmasını (bu zaten yasa gereği yapılıyordu) hem de Teknikere ödenen sözleşme ücretinin ödenmesine karar vermiştir.

Eğer Sizde KİT’lerde çalışıyorsanız ve Teknik personel iseniz ve bir üst öğrenimi bitirmiş olduğunuz halde bitirdiğiniz üst öğrenimin ücretini alamıyorsanız derhal idare mahkemesinde dava açmalısınız.

MALATYA - Abdullah Yıldız - Malatya Tarım İl Müdürlüğü'nde teknisyen olarak görev yapan ancak tekniker maaşı alan Cumali Sevim, fazladan maaşın bir gün kendisinden istenmesinden endişe ediyor.

Sevim, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı olarak görev yapan yaklaşık 25 bin kişinin, Maliye Bakanlığı ile yaşanan kadro anlaşmazlığı nedeniyle aynı durumda olduğunu ve ödenen fazla maaşların geri istenmesinden korktuğunu öne sürdü.

Malatya Ziraat Meslek Lisesi'ni 1984 yılında bitiren Sevim, aynı yıl Artvin Tarım İl Müdürlüğü'nde göreve başladı. Daha sonra tayinini Malatya'ya aldıran Sevim, 1997 yılında kayıt yaptırdığı Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'nin 2 yıllık Tarım Önlisans Bölümü'nü 1999 yılında bitirdi.

''Tekniker'' diplomasını eline alan Sevim, intibakının yapılması için kurumuna baş vurdu. Tarım Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı'nın o dönemdeki kadro anlaşmazlığı nedeniyle Sevim'in maaşı ''Tekniker'', kadrosu ''Teknisyen'' olarak yapıldı.

O tarihten itibaren teknisyenden daha yüksek maaş almaya başlayan Sevim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 11 yıldır bu şekilde çalıştığını, bu durumun kendisini tedirgin ettiğini söyledi.

Kendisi gibi Tarım Bakanlığı'nda 25 bin kişinin tekniker olarak maaş aldığını, ancak teknisyen olarak görev yaptığını dile getiren Sevim, ''Diplomamda tarım teknikeri yazıyor. Diplomamı alır almaz intibak için kurumuma başvurdum. Müracaatım kabul edildi. Maaşım tekniker maaşı olarak yapıldı. Ama unvan vermediler. Devletin verdiği diplomayı hiçe sayarak,bakanlık o zamanlar bizi sınav yapmak istedi. Ankara'da odacıların gözetiminde sınava tabi tutulduk.''

     Bu olumsuzluğun sebebinin Maliye Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı'nın kadro anlaşmazlığından kaynaklandığını savunan Sevim, şunları anlattı:
     ''Sınavdan sonra intibakımı yaptılar. Ben burada maaş alırken tarım teknikeriyim, görev yaparken teknisyenim. Maliye Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasındaki bir kadro anlaşmazlığından kaynaklanıyor. İntibaklar yapılırken boşalan teknisyen kadrolarını Maliye Bakanlığı kendisine alıp tekniker kadrolarını vermek istiyor. Ama Tarım Bakanlığı bu kadrolar elinden gitmemesi için buna yanaşmıyor. Her iki kadronun da kendisinde kalmasını istiyor. Çok garip bir durumdayız. Ben tek değilim. Şu anda Türkiye'de 30 bin teknisyen varsa, bunun 25 bini maaş alırken tekniker, iş sahasında teknisyendir.''

     -''YA 11 YILLIK MAAŞI GERİ İSTERLERSE...''-

     Malatya Tarım İl Müdürlüğü Bitki Koruma Şube Müdürlüğü'nde çalışan Sevim, yaşadığı tedirginlikle ilgili şöyle konuştu:

''1999 yılından 2010 yılına kadar tekniker maaşı aldım ama teknisyen görevi yaptım. Bu konumda çalışmaya devam ediyoruz. Korkumuz, bir iktidar gelip de, kardeşim sen teknisyensin, tekniker intibakını yaptırmışsın ama bu unvanı taşımıyorsun. Sen nasıl bu maaşı alıyorsun, geriye dön de şu haksız aldığın paraları öde bana derse ne diyeceğim. Emekli olsak yaklaşık 35 bin lira para verecekler, 10 yıllık maaş farkının geriye dönük ödemeleri ise en az 100 bin lira tutar. Bunun korkusu her zaman üzerimizde. Buna bir çözüm bulunması lazım. Bir muamma bu. Kim çözecek, nasıl çözecek bilmiyoruz.''

Ordu Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu öğrencisi tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Zaman'ın meslek lisesi mezunlarının ÖSYM kılavuzunda teknoloji fakültelerini tercih ederek mühendis olabileceklerini gündeme getirmesi başta öğrenciler olmak üzere iş dünyasını heyecanlandırdı.

Ancak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) üniversite tercih kılavuzundaki teknoloji fakültelerine ilişkin duyuruların yer aldığı bölümlerin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'a başvurması yeni bir kaosa yol açtı.

TMMOB, dava gerekçesinde, bu fakültelerin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürüyor; teknoloji fakültesi mezunlarının mühendislik fakültelerini bitiren mühendislerden düşük nitelikli olacağını iddia ediyor. Ancak eğitim ve iş dünyası, böyle düşünmüyor. TUSKON Başkanı Rıza Nur Meral, teknoloji fakültelerinin iş dünyasının ihtiyaç duyduğu uygulama ve saha mühendisi yetiştireceğini belirterek, "TMMOB, kendi işine baksın. İş dünyasının bu fakülteden çıkacak gençlere ihtiyacı var. Danıştay, bu fakültelere dokunmasın." diyor.

Meslek lisesi kökenli mühendislerin iş hayatına daha hızlı adapte olduğuna ve çok ağır şartlarda verimli çalıştıklarına dikkat çeken Meral, teknoloji fakültelerini desteklediklerini açıklıyor: "İş dünyası bu tür elemanları bulmakta zorluk çekiyor. Saha mühendisi açığı çok fazla. Bu işlerin çeşidine göre insan yetiştirilmesi lazım. Teknoloji fakülteleri Türk sanayisinin orta, destek, uygulama ve saha mühendisleri yetiştirmede çok önemli bir açığını kapatacak."

TMMOB'un "teknoloji fakültesinde verilecek eğitimin mühendislik fakültesindeki eğitimden düşük nitelikte olacağı" iddiasına bir itiraz da Zirve Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Musa Asyalı'dan geliyor. Meslek liseli bir mühendisin düz lise mezunu mühendislerden daha nitelikli olacağını düşünen Asyalı, "Sahaya çıktığınız zaman işlerin hızlı yürümesi için teknik pratikliğinizin olması lazım. Bu da meslek liselerinde var." diye konuşuyor. Asyalı, mühendislik fakültesi mezunlarının bu konuda iş yaşamında sorun yaşadığına işaret ederek, meslek liselinin avantajını şöyle anlatıyor:

"Ben yeni mezun olduğum zaman bu pratikliğin olmamasından dolayı bir süre sorun yaşadım ve eksiklik hissettim. Sahaya indiğiniz zaman bir kaynak yapmak, bir torna makinesini tanımak bile çok önemli. Şu an mühendislik fakültesine meslek liselerinde zaten yer alan atölyeleri kurmaya çalışıyoruz." Mühendisin sürekli kafa yoran ve sahada çalışan insan olduğunu ifade eden Asyalı, TMMOB'u ise şu sözlerle eleştiriyor: "Biz mühendisler meşgul insanlarız. Bu tür ideolojik ve içi boş kuruntulara ayıracak zamanımızın olmaması lazım. TMMOB, bu boş işlerle uğraşmak için zamanı nereden buluyor bilmiyorum. Bazı şeylerin kendi kontrolünden çıkmasını istemiyorlar. Yoksa nitelikli bir mühendisin nasıl yetiştiğini onlar da bilir."

TMMOB'un açtığı davayı 'utanç verici ve çirkin' olarak niteleyen Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın da teknoloji fakültelerinin, alternatif üretilmeden tasfiyesi halinde meslekî eğitim ve sanayide geri dönülmez hasarlara yol açacağını vurguluyor. TMMOB'un meslek liseliyi 'işçisin sen işçi kal' mantığıyla küçümsediğine dikkat çeken Aydın, "TMMOB, ideolojik saplantıyla meslek liselerinin değil, Türkiye'nin önünü kesiyor." diye konuşuyor.

Kendisi de bir meslek lisesi mezunu olan Aydın, teknoloji fakültelerinin Türkiye'nin ihtiyacı olan teknik donanıma sahip çağdaş meslekî eğitim amacıyla kurulduğunu belirterek, TMMOB'a "Teknoloji fakülteleri mühendislik fakültelerinin önünü kesmez. Aksine Türk mühendisliğinin gelişimine büyük katkı yapar." mesajını gönderiyor. Meslek liseliler üzerine kurgulanan sürecin tamamen bir saplantı olduğunu düşünen Aydın, 28 Şubat'tan sonra başlayan ve meslekî-teknik eğitime büyük darbe vuran sürecin hasarlarının halen atlatılamadığını hatırlatıyor.

GENEL HABERLER

Akdağmadeni ilçesinde bir anestezi teknikeri, görev yaptığı hastanenin soyunma odasında ölü bulundu.

Depremin mühendislere hatırlattıkları

Hayat Boyu Öğrenme Projesi ile Teknikerlere Mühendislik Yolu Açıldı.